Yargılamaya Etkin Katılım Hakkı
|
RG No :29048 -RG.T. :02.07.2014
B.No : 2012 / 575 -K.T : 08.05.2014
46.Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi (AİHM), dosyaya ilişkin bağımsız bir inceleme yaparak görüşünü mahkemeye sunan AYİM Başsavcısının düşüncesinin öncede taraflara tebliğ edilmemesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerininihlal edildiğine karar vermiştir (bkz. Miran/Türkiye, B. No: 43980/04, 21/4/2009). Bunedenle Başsavcılık düşüncesinin önceden taraflara tebliğ edilerek incelemelerine sunulmasıve karşı görüşlerini hazırlama imkânı verilmesi çelişmeli yargılama ilkesi ile ilişkili olarakadil yargılanma hakkının bir gereğidir (B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 33). Çelişmeliyargılama ilkesi, dosyada yer alan bilgi ve belgelerin taraflar açısından ulaşılabilir olmasınıgerekli kılar. Dolayısıyla belgelere ulaşamama çelişmeli yargılama ilkesi açısından sorunoluşturabilir.
|
RG No :29022 -RG.T. :06.06.2014
B.No : 2013/ 6833 -K.T : 04.04.2014
57.Çelişmeli yargılanma hakkı, kural olarak bir hukuk ya da ceza davasında tüm taraflara, gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla ilgili görüşbildirebilmeimkânıvermektedir (Benzer yöndekiAİHMkararlaniçin bkz.JJ/Hollanda, B. No: 9/1997/793/994, 27/3/1998, § 43; Vermeulen/Belçika, B.No: 19075/91, 20/2/1996, §33).
61.Diğer taraftan başvurucu eğer ilk derece yargılaması sırasında kendisine tebliğ edilmeyen belgeler ve Mahkeme ara kararı tebliğ edilmiş olsaydı mahkeme önündedile getiremediği hangi ilave tezleri ileri süreceğine ilişkin olarak da herhangi bir açıklamada bulunmamıştır. Bu nedenle başvurucunun ilk derece yargılaması sırasında savunma ekinde ibraz edilen belgelerin, Mahkeme ara kararının ve ara kararına verilen cevapların önceden tebliğ edilmemesi sebebiyle yargılamanın sonucunu etkileyecek usuli bir imkândan mahrum bırakıldığı söylenemez. Sonuç olarak somut olayda çelişmeli yargılama ilkesinin ihlal edilmediği anlaşılmaktadır.
|
RG No :28946 – RG.T. :19.03.2014
B.No: 2012/603- K.T : 20.02.2014
63.Mülkiyethakkınınvarlığınıntespitiyerelmahkemelerebırakılmışolup; kanunlara göre hakkın kesin bir nitelik taşıdığını ve söz konusu haktan yararlanma yetkisinesahip olunduğunu ortaya koyma yükü başvurucu üzerindedir (Benzer yöndeki AİHM kararıiçin bkz., AİHM, Agneessens/Belçika, B. No:12164/86, 12/10/1998). Başvuru konusuolayda, mülkiyet hakkını ispat yükümlüğü üzerinde bulunan başvurucu, her ne kadaruyuşmazlık konusu taşınmazın orman sınırları içinde kalmadığını, taşınmazlardan birinitapusu olan Ali Yıldırım’danaldığınıilerisürmüşse de iddiasınıMahkeme önündeispatlayamamıştır.
64.Bununlaberaberbaşvurucuya 23/11/2011 tarihindeyapılacağı bildirilen duruşmanın 21/11/2011 tarihinde yapıldığı, bu duruşmada bilirkişi raporu okunarak raporaitirazların değerlendirildiği, başvurucunun ise bu duruşmaya katılamadığından itirazlarınıdile getiremediği, ayrıca başvurucu temyiz aşamasında bu durumu ifade ettiği haldedeğerlendirmeye alınmadığı göz önünde bulundurularak başvurucunun adil yargılanmahakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşıldığından başvuru konusu davada yapılan yargılamanınadil olmadığı açıktır. Adil olmayan bir yargılama sonrası verilen mülkiyet iddiasının reddikararı üzerinden başvurucunun iddia ettiği mülkiyetin var olduğu ya da olmadığı sonucunaulaşılması mümkün değildir. Bu durumda önce mülkiyet iddiasının başvurucuya bilirkişiraporuna itiraz edecek fırsatın verildiği adil bir yargılamada tartışılarak sonuca bağlanmasıve bu karar üzerinden temyiz incelemesinin yapılması, daha sonra Anayasa Mahkemesiönünde dile getirilmesi gerekmektedir.
65.Açıklanan nedenlerle, adil olmayan bir yargılamanın sonucundan hareketle mülkiyet iddiası tartışılmayacağından mülkiyet hakkına yönelik şikâyet konusunda buaşamada karar verilmesine gerek görülmemiştir.
Son Yorumlar