Kölelik ve Zorla Çalıştırma Yasağı

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ

Madde 4- Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı

1.Hiç kimse köle ve kul halinde tutulamaz.

2.Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve zorunlu çalışmaya tabi

tutulamaz.

3.Aşağıdaki haller bu maddede sözü geçen “zorla çalıştırma veya zorunlu çalışma” dan sayılmazlar:

a.Bu Sözleşme’nin 5. maddesinde öngörülen koşullar altında tutuklu bulu­nan kimseden tutukluluğu veya şartlı salıverilmesi süresince olağan olarak yapılması istenen çalışma;

b.Askeri nitelikte bir hizmet veya inançları gereğince askerlik göre­vini yapmaktan kaçınan kimselerin durumunu meşru sayan ülkelerde, bu inanca sahip kimselere zorunlu askerlik yerine gördürülecek başka bir hizmet;

c.Toplumun hayat veya refahım tehdit eden kriz ve afet hallerinde istene­cek her hizmet;

d.Normal yurttaşlık yükümlülükleri kapsamına giren her türlü çalışma veya hizmet.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1982)

Zorla Çalıştırma Yasağı

MADDE 18 – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.

Şekil ve şartları kanunda düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.

İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Sözleşme

Değerlendirme ve Öne Çıkan İlkeler

AİHM tarafından ILO Sözleşmesi’nin 2. maddesinden yola çıkılarak zorla çalıştırma yasağının kapsamının belirlenmesinde esas alınan tanıma göre, zorla çalıştırma: “herhangi bir kişinin ceza tehdidi altında ve bu kişinin tam isteği olmadan mecbur edildiği tüm iş veya hizmetleri” ifade etmektedir. Buna göre, zorla çalıştırmadan söz edilebilmesi için, kişinin ceza tehdidi altında ve rızası bulunmaksızın çalıştırılması gerekmektedir (AYM, E.2011/150, K.2013/30, K.T. 14/2/2013).AİHM’e göre bir eylemin zorla çalıştırma veya zorunlu çalışma sayılabil­mesi için: 1) Kişinin işi kendi iradesine aykırı olarak yapması, 2) İşi yapma yükümlülüğünün “haksız” veya “baskıcı ” olması veya yapılmasının katlanılmaz sıkıntılara yol açması gerekir. Ayrıca kişinin buişi önceden rızasıyla yapıp yap­madığı, bir kuruma isteyerekgirip girmediği, normal yurttaşlık veya mesleki yükümlülüğünün bir parçası olan bir hizmeti ifa edip etmediğide dikkate alın­malıdır (Bkz.Van Der Mussele/Belçika,B. No:8919/80. 23/11/1983, § 32-41)

KARAR NO : 1

RG No :28897-RG.T. : 29.01.2014

  1. No : 2013/5062 -K.T: 14.01.2014

23.Anayasa’dazorlaçalıştırmayasaklanmaklabirliktebu kavramıntanımı yapılmamıştır. Bu kavramın tanımı ve içeriği belirlenirken, temel insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelerden ve ilgili uluslararası otoritelerin yorum ve uygulamalarından yararlanılabilir. Zorla çalıştırma yasağına ilişkin uluslararası kurallar, 29 Numaralı Cebri ve MecburiÇalıştırmayaİlişkinUlus­lararasıÇalışmaÖrgütü(ILO)Sözleşmesi’nde düzenlenmiştir. Anılan Sözleşme’nin 2. maddesinde düzenlenen ve AİHM’ce de AİHS’nin 4. maddes­inde yer alan zorla çalıştırma yasağının kapsamının belirlenmesinde esas alınan tanıma göre zorla çalıştırma, “herhangi bir kişinin ceza tehdidi altında ve bu kişinin tam isteği olmadan mecbur edildiği tüm iş veya hizmetleri” ifade et­mektedir. Buna göre, zorla çalıştırmadan söz edilebilmesi için, kişinin ceza tehdidi altında ve rızası bulunmaksızın çalıştırılması gerekmektedir (AYM, E.2011/150, K.2013/30, K.T. 14/2/2013).

24.Anayasa’nın 18. maddesinde zorla çalıştırma yasağıyla birlikte anga­ryanın da yasak olduğu belirtilmiştir. Sözleşme’de yer almayan bu ifade, Anayasa’nın 18. Maddesinin gerekçesinde”kişinin emeğinin karşılığını alma­dan zorla çalıştırılması”;Anayasa Mahkemesinin çeşitli kararlarında da “bir maldan ya da bir kişinin çalışmasından karşılıksız yararlanma” şeklinde tanım­lanmıştır (Bkz. AYM, E.2011/150, K.2013/30, K.T. 14/2/2013, E.2006/21,K.2006/38,K.T. 13/3/2006).Buna göreangarya,zorla çalıştırmanın bedel ödenmeksizin yaptırılan şekli olarak kabul edilebilir. Dolayısıyla, angarya yasağı ile ilgili şikâyetlerin de zorla çalıştırma yasağı kapsamında incelenmesi gerekir.

25.AİHM’e göre bir eylemin zorla çalıştırma veya zorunlu çalışma sayılabilmesi için: 1) Kişinin işi kendi iradesine aykırı olarak yapması, 2) İşi yapma yükümlülüğünün “haksız” veya “baskıcı ” olması veya yapılmasının katlanılmaz sıkıntılara yol açması gerekir. Ayrıcakişinin buişi önceden rızasıyla yapıp yapmadığı, bir kuruma isteyerekgirip girmediği, normal yurt­taşlık veya mesleki yükümlülüğünün bir parçası olan bir hizmeti ifa edip et­mediğide dikkate alınmalıdır (Bkz.Van Der Mussele/Belçika,B. No:8919/80. 23/11/1983, § 32-41; Karlheinz Schmidt/Almanya, B. No:13580/88, 18/7/1994; Zarb Adami/Malta, B. No: 17209/02, 20/6/2006). (AYM, B. No: 2013/1613, 2/10/2013, § 28).

26.Anayasa Mahkemesi ve AİHM’in yukarıda belirtilen kararlarında be­nimsenen ilkeleri çerçevesinde başvurucunun iddiası değerlendirildiğinde; başvurucunun şef olarakgörev yaptığı kurumda müdür olarak görevlendirilme­sinin iradesi dışında, bir tehdit veyabaskı sonucu gerçekleştiği ya da katlanılmaz sıkıntılara yol açtığı yolunda her hangi biriddiada bulunulmamıştır. Esasen başvurucu, müdür olarak görevlendirilmekle daha önceyürüttüğü şeflik göre­vine nazarandaha fazla yetki ve sorumluluk üstlenmiş olduğunubelirtereksöz konusugörevinkatlanılmazlığındandeğil,bugörevin niteliği nedeniyletarafına ayrıca ücret verilmemesinden şikâyet etmektedir.

27.Öte yandan, somut olayda kamu hukuku kurallarının hâkim olması ve başvurucunun müdür olarak görevlendirilmesi konusundaki rızasını belir­leyen hiyerarşikyapı, yasal ya da kamusalgereklilikler gibiiradesi dışındaki et­menlerin de bulunmasınedeniyle başvurucunun rızasını, özel hukuk ilişkilerin­deki irade serbestisi ile aynı ağırlıkta değerlendirmek doğru olmaz. Dolayısıyla başvurucunun anılan görevlendirmeye rıza göstermiş olması, doğrudan zorla çalıştırma koşullarının oluşmadığı sonucunu doğurmaz. Bu nedenle, başvuru konusu olayda Anayasa’nın 18. maddesi ve AİHS 4. maddesi yönünden bir ihlal olup olmadığının tespit edilebilmesi için somut olayın tüm koşullarının dikkate alınması gerekir (Bkz. Van Der Mussele/Belçika, B. No:8919/80, 23/ll/1983§36-37).

28.Buna göre, üstlendiği müdürlük görevi ile başvurucunun yetki ve so­rumlulukalanı genişlemiş ise de, bu görev ile daha önce yürütmekte olduğu şeflik görevinin birbiriyle ilgisiz görevler olmadığı, başvurucunun yine mesleki faaliyet alanıyla ilgili ve de kariyer olarak daha üst bir görevde çalışmaya devam ettiği, bu görevin kendisine mesleki anlamda katkı ve deneyim sağlayacağının kuşkusuz olduğu ve eski görevi ile aynı mesaiye tabi olduğu, öte yandan, başvurucunun müdür olarak görevlendirilmesinin anılan kadronun boş ol­masından ve bu boşluk nedeniyle kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin o­luşabilecek aksaklıkların önlenmesi ve giderilmesi amacından kaynaklandığı an­laşılmaktadır.

29.Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, üstlendiği görevin başvurucuya makul olmayan, orantısız bir külfet yüklediği söylenemeyeceğin­den, daha fazla yetki vesorumluluğu bulunan tapu sicil müdürlüğü görevini yürütmesi nedeniyle başvurucuya ayrıca bir ücret ödenmemesi, Anayasa bağlamında zorla çalıştırma ve dolayısıyla angarya olarak nitelendirilemez.

30.Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın18. maddesinin ihlal edildiği iddiasının “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle kabul edi­lemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

KARAR NO : 2

RG No : 28822 – RG T.: 15.11.2013

  1. No : 2013/1613 – K.T.: 02.10.2013

28.AİHM’e göre bir eylemin zorla çalıştırma veya zorunlu çalışma sayılabilmesi için: 1) Kişinin işi kendi iradesine aykırı olarak yapması, 2) İşi yapma yükümlülüğünün “haksız” veya “baskıcı” olması veya yapılmasının katlanılmaz sıkıntılara yol açması gerekir. Ayrıca kişinin bu işi önceden rızasıyla yapıp yapmadığı, bir kuruma isteyerek girip girmediği, normal yurt­taşlık veya mesleki yükümlülüğünün bir parçası olan bir hizmeti ifa edip et­mediği de dikkate alınmalıdır (Van Der Mussele/ Belçika, 8919/80, 23/1 J/1983, § 32-41;Karlheinz Schmidl/Almanya, 13580/88, 18/7/1994; Zarbdami/Malta 17209/02,20/6/2006).

29.Anayasa Mahkemesi ve AİHM’nin yukarıda belirtilen ilkeleri çerçevesinde somut iddia değerlendirildiğinde; başvurucunun çalışmış olduğu kuruma isteğiyle girdiği ve burada kalmasının bir tehdit ya da baskı sonucu olmadığı anlaşılmış olup, naklen başka kuruma atanmasına muvafakat ve­rilmemiş olması Anayasa ve AİHS bağlamında zorla çalıştırma olarak nitel­endirilemez. Dolayısıyla, başvurucunun zorla çalıştırma yasağının ihlal edildiği iddiasının “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

KARAR NO : 3

RG No :29051-RG T. : 05.07.2014

  1. No: 2014/256 -K.T: 25.06.2014

33.Avrupa İnsanHaklarıSözleşmesi(Sözleşme) ve buna ek protokoller, Sözleşme’ye taraf olan devletlere kamu hizmetine girmeyi, belli bir mesleği icra etmeyigaranti altına almaz. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), çalışma hakkıkapsamında değerlendirilebilecek bazı konularla ilgili şikâyetlerin Sözleşme’de korunan diğer hakları da ilgilendirmesi durumunda, ilgili haklarla bağlantı kurarak bir inceleme yapabilmektedir (AİHM’in yaklaşımı hakkında bazıkararlar içinbkz. Sidabrasve Dziautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/7/2004, §§ 46-67; Dahlab/îsviçre (dec), B. No: 42393/98,15/2/2001).

Leave a Reply

Your email address will not be published.