Adli Yardım
ANAYASA MAHKEMESİNİN KURULUŞU VE YARGILAMA
USULLERİ HAKKINDA KANUN
Kanun No. 6216
Bireysel başvuru Usulü
MADDE 47- (1) Bireysel başvurular, bu Kanunda ve İçtüzükte belirtilen şartlara uygun olarak doğrudan ya da mahkemeler veya yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılabilir. Başvurunun diğer yollarla kabulüne ilişkin usul ve esaslar İçtüzükle düzenlenir.
(2) Bireysel başvurular harca tabidir.
…..”””
ANAYASA MAHKEMESİ İÇTÜZÜĞÜ
Bireysel başvuru harcı ve adlî yardım
MADDE 62- (1) 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa Bağlı (I) sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları” başlıklı Bölümünün ilk cümlesinde belirtilen bireysel başvuru harcı Maliye Veznelerine yatırılır.
(2) Adlî yardım talepleri, genel hükümlere göre başvuruların kabul edilebilirliği hakkında karar verecek Bölüm veya Komisyonlar tarafından hükme bağlanır.
|
RG No :28996 -RG.T. : 10.05.2014
B.No : 2013 /2844 -K.T: 20.03.2014
28.“Taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması” şeklindeki değişikliği yapan 6459 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde, “Tasarı ile, insan haklarına saygı ve bukonuda ortaya çıkan aksaklıkları iç hukukumuzda çözüme bağlama ilkelerinin gereğininyerine getirilebilmesi ve ülkemizin AİHM önündeki davalar açısından görünümünün daha iyibir noktaya taşınabilmesi amacıyla, AİHS tarafından koruma altına alınan hakların ihlalinesebebiyet verebilen çeşitli kanunlardaki ilgili hükümlerde değişiklik yapılması ve söz konusuolabilecek ihlal durumlarının ortadan kaldırılması hedeflenmektedir”; 6459 sayılı Kanun’un22. maddesinin gerekçesinde ise “AİHM, adlî yardım talep eden kişinin haklılığı kriterininaranmadığı bir sistemi tavsiye etmekte ve adlî yardım talebinin açıkça dayanaktan yoksunolmaması kaydıyla kişilerin adlî yardımdan yararlandırılması gerektiğini vurgulamaktadır.Maddede yapılan düzenlemeyle, dava veya takibin açıkça dayanaktan yoksun bulunmaması kaydıyla adlî yardımdan yararlanılabilmesi sağlanarak adlî yardımınkapsamıgenişletilmektedir.” denilmiştir. Buna göre değişikliğin amacının Avrupa İnsan HaklarıMahkemesi (AİHM) kararlarına uyumun sağlanması olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyladeğişiklikle getirilen “taleplerin açıkça dayanaktan yoksun olmaması” şartının anlamınıtespit bakımından AİHM kararlarının göz önünde tutulması gerekir (B. No: 2013/1977,9/1/2014, § 32).
29.AİHM, adli yardım talepleri bakımından kamunun parasının “makul bir başarı şansına sahip talepte bulunan kimselere tahsis edilmek istenmesinin meşruolduğunu belirtmiş, yerel mahkemenin esasa ilişkin talebin temelsiz olduğu yönündekikararının tazminat talebinin yerindeliğine ilişkin bir karar olduğunu ifade etmiştir (bkz.Bakan/Türkiye 12/6/2007, B. No: 50939/99, § 74). AİHM, Belçika’ya karşı yapılan birbaşvuruda, adli yardım hususunda karar vermeye yetkili olan Adli Yardım Bürosunun,başvurucunun adli yardım talebini, davasını dayandıracağı iddianın esası yönünden “haklıolmadığı”nı gerekçe göstererek reddetmesinin, mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğisonucuna varmıştır (bkz. Aerts/ Belçika, B. No: 25357/94, 30/7/1998, § 60). Bunun üzerineBelçika, adli yardıma ilişkin kanunda değişiklik yaparak bu yöndeki taleplerin yalnızcaaçıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle reddedilmesi kuralını yürürlüğe koymuştur (bkz.Debeffe/Belçika (kk), B. No: 64612/01, 9/7/2002).
30.6100 sayılı Kanun’un adli yardıma ilişkin hükümleri, 6459 sayılı Kanun’un genel gerekçesi, 6459 sayılı Kanun’un 22. maddesinin gerekçesi ve AİHM içtihatları dikkatealındığında, 6100 sayılı Kanun’un 334. maddesinin (1) numaralı fıkrasının değişikliği ilegetirilen“taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması” koşulunun, “ilk bakıştabaşvurunun başarısız olacağının açıkça görülmemesi” şeklinde anlaşılması gerekir (B. No:2013/1977, 9/1/2014, §34).
31.Mahkememizin 17/9/2013 tarih ve 2012/1181 başvuru numaralı kararında başvurucunun adli yardım kapsamında bireysel başvuru harcından geçici olarak muafiyetinekarar verilebilmesi için öncelikle, başvurucunun sunduğu belgeler ışığında, mali açıdan zor duruma düşmeden yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda olup olmadığının değerlendirilmesi, daha sonra ise adli yardım talebinin dayanaksız olup olmadığının, kabul edilebilirlik incelemesinden önce ve bağımsız olarak ele alınması gerektiği ifade edilmiştir (B. No: 2012/1181, § 26).
32.Somut olayda, başvurucunun, Almanya sosyal güvenlik sistemi kapsamında malulen emekli olduğu, Türkiye’de ise her hangi bir sosyal güvenlik kaydının ve kayıtlıtaşınmaz malvarlığının bulunmadığı, Türkiye’deki ikametgah adresi olan Bolu DereceörenKöyü muhtarlığı ve aza heyeti tarafından imzalı 25/2/2012 tarihli belgede başvurucunundava masraflarını ödeyecek maddi durumunun olmadığının kesin olarak tespit edildiğininbelirtildiği görülerek başvurucunun geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizinyargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılmıştır.
33.Başvurucu, derece mahkemesi tarafından adli yardım talebinin reddedilmesi ve akabinde dava harç ve posta giderlerini yatırmadığı gerekçesiyle davanın açılmamışsayılmasına karar verilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini ilerisürerek bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvuruya ilk olarak bakıldığında ihlale yol açtığıileri sürülen “davanın açılmamış sayılması” kararına karşı temyize gidilmeyerek başvuruyollarının tüketilmediği ve dolayısıyla başvurunun başarısız olma olasılığı görülmekte isede, bireysel başvuruda belirli koşullarda başvuru yollarının tüketilmesinin gerekmemesi vebaşvurucunun da buna dayanarak emsal gösterdiği bir Danıştay kararından bahisle aşvuruyollarını tüketmediğini belirtmesi karşısındabaşvurucunun bu husustaki iddiasınındeğerlendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla ilk bakışta başarısız sayılacağı söylenemeyensöz konusu talebin dayanaksız olmadığı kabul edilmelidir.
|
RG No :29136-RG T. : 01.10.2014
B.No : 2013 /2738 -K.T: 16.07.2014
31.Başvurucu adli yardım talebinde bulunmuş olup, Anayasa Mahkemesinin daha önce aldığı kararlar doğrultusunda, adli yardım talebinin kabul edilebilmesi için başvurucunun kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olmasının yanı sıra, bireysel başvuru kapsamında ileri sürdüğü taleplerinin dayanaksız olmaması gerekmektedir (B. No: 2012/1181, 7/11/2013, § 23).
32.Adli yardıma konu talebin dayanaksız olmaması, bireysel başvurulara ilişkin olarak 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında belirtilen “Mahkemenin açıkça dayanaktan yokum başvuruların kabul edilemezliğine karar verebileceği’ şeklindeki kuralda belirtilen “açıkça dayanaktan yoksunluktan” farklı bir anlam ifade etmekte olup,
Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun dayanaksız olması bu kapsamda yapılacak incelemeyle sınırlı bir anlam taşımakta ve zorunlu olarak adli yardıma konubaşvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması sonucunu doğurmamaktadır. Öte yandan adli yardım talep edilen başvuru konusunun dayanaksız olmamasının, bireysel başvurunun kabul edilebilirliği hususunda belirleyici olmayacağı açıktır (B. No: 2012/1181, 7/11/2013, § 24).
33.Adli yardım talebiyle yapılan başvurularda, öncelikle başvurucunun adli yardım kapsamında bireysel başvuru harcından geçici olarak muafiyetine karar verilmesi, bundan sonra başvurunun kabul edilebilirliğine ilişkin incelemenin yapılması gerekmektedir. Bu aşamadaadli yardım talebinin dayanaksız olup olmadığı, kabul edilebilirlik incelemesinden önce ve bağımsız olarak incelenmelidir (B. No: 2012/1181. 7/11/2013, §
26).
34.Başvurucu 29/4/2013 tarihli başvuru dilekçesinde adli yardım talebinde bulunmuş ve yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğuna dair fakirlik kağıdı kapsamında Diyarbakır 3. İdare Mahkemesince verilen adli yardım talebinin kabulüne dair 28/3/2011 tarihli ara karar başvuru formu ekinde ibraz edilmiştir. Bu belge ve karar kapsamında geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun, adli yardım talebinin kabulüne karar
verilmesi gerekir.
Son Yorumlar