İhlalin Tespiti ve Sonuçlarını Ortadan Kaldırma Yolları
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun
Kanun No: 6216
Kararlar
MADDE 50
(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine kararverilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Ancak yerindelik denetimi yapılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez.
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.
(3) Bölümlerin esas hakkındaki kararları gerekçeleriyle birlikte ilgililere ve Adalet Bakanlığına tebliğ edilir ve Mahkemenin internet sayfasında yayımlanır. Bu kararlardan hangilerinin Resmî Gazetede yayımlanacağına ilişkin hususlar İçtüzükte gösterilir.
(4) Komisyonlar arasındaki içtihat farklılıkları, bağlı oldukları bölümler; bölümler arasındaki içtihat farklılıkları ise Genel Kurul tarafından karara bağlanır. Buna ilişkin diğer hususlar İçtüzükle düzenlenir.
(5) Davadan feragat hâlinde, düşme kararı verilir
Değerlendirme ve Öne Çıkan İlkeler |
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 50. maddesi uyarınca;bireysel başvuruların esas yönünden incelenmesi neticesinde Mahkeme, öncelikle başvurucunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa tarafından birlikte korunan, bireysel başvuru konusu olabilecek bir hakkının ihlal edilip edilmediğine karar verecektir. İhlal kararı verilmesi halinde ise, bu ihlalin ve sonuçlarının ne şekilde ortadan kaldırılabileceği değerlendirilecektir. Ancak Mahkeme, yerindelik denetimi yapamayacağı gibi, idari eylem ve işlem niteliğinde karar da veremez.
İhlalin ve sonuçlarının yeniden yargılama yapılmak suretiyle ortadan kaldırılmasının mümkün olması halinde dosya yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilecektir. Görevli mahkemenin, tespit edilen ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde ve mümkünse dosya üzerinden karar vermesi gerekmektedir. Ancak, yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hallerde başvurucu lehine bir tazminata hükmedilecektir.
Uygulamacılara fikir verebilmesi, yol gösterici olması amacıyla, bu çalışma sırasında inceleme konusu yapılan bireysel başvuru kararlarının hüküm bölümleri ayrı bir başlık altında değerlendirilmiştir. Aşağıda sadece hüküm bölümlerine yer verilen bireysel başvuru kararlarında, Mahkemenin ihlalin ortadan kaldırılması amacıyla tercih ettiği alternatifleri, hangi ihlal hallerinde ne tür giderim yollarının öne çıktığını, tazminata hükmedilmesi gereken durumlarda ise hükmedilen tazminatların miktarını görmek mümkün olacaktır.
KARAR NO : 1 |
RG No :28864 -RG.T. :27.12.2013
B.No: 2012/650 K.T:05.12.2013
- Başvurucu tarafından 10.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunulmuş olup, başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin on iki yıl beş aylık yargılama süresi nazara alındığında, başvurucunun yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında, başvurucunun talebi de nazara alınmak suretiyle, başvurucuya takdiren 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
- Başvuruya konu yargılamanın yaklaşık on iki yıl beş ay sürdüğü ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 2 |
RG No: 28842-RG T.: 27.12.2013
B.No:2013/1115-K.T : 05.12.2013
- Başvurucuların tarafı oldukları uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık elli dört yıllık yargılama süresi nazara alındığında, başvurucuların yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle ve başvurucuların yargılamayı murislerinden intikalle takip etmekte oldukları da nazara alınarak, başvurucuların yalnızca ihlal tespitiylegiderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında,başvuruculardan Gülseren Gürdal’a 750,00 TL; Musa Ali Yılmaz, Fatma Korkmaz, îlyas Uysal ve Çevriye Alparslan’a ayrı ayrı 1.750,00 TL; Raziye Orçun, Ahmet Ali Isbaha ve Emine Andaç’a ayrı ayrı1.500,00 TL; Habibe Yalçın, Havva Köse, Ayşe Güler, Enver Köse, Efrayim Köse ve Muhterem Şengül’e ayrı ayrı 500.00 TL; Mehmet Isbaha, Kadir Isbaha, Turgut Isbaha, Havva Serbest, Fatma Demir, Elif Orçun, Mehmet Yalçın, Ahmet Yalçın, İbrahim Yalçın, Îlyas Yalçın, Mehmet Ali Yalçın ve Meryem Işık’a ayrı ayrı 1.000,00 TL; Melek Özdil, Dilek Koç,Gülhan Koç, Ganimet Uysal, Cennet Şimşek, Ata Şimşek ve Ali Şimşek’e ayrı ayrı 250,00 TL; Mehmet Koç, Iraz Uzun, Havva Yalçın ve Rukiye Koç’a ayrı ayrı 2.000,00 TL; Osman Uysal, Fatma Şengül, İbrahim Şimşek, Fatma İnce,Ümmü Deliklaş,MeryemYılmaz ve Emine Orçun’a ayrıayrı 1.250,00 TL manevitazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 3 |
RG No :28864 -RG.T. :27.12.2013
B.No: 2013/1213 K.T:04.12.2013
- Yapılan bu tespitler çerçevesinde davaya bütün olarak bakıldığında, davanın taraflarında yer alan kişi sayısı ve davanın konusu itibariyle karmaşık olarak nitelendirilemeyecek olan yargılama faaliyetinde, yetkili makamların yargılamaya ilişkin usul işlemlerinde yeterli özeni göstermemeleri nedeniyle, başvuruya konu beş yıl üç ay süren yargılama faaliyetinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
- Başvurucular, uyuşmazlık hakkında yeniden yargılama yapılmasını, yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaması halinde ise faiziyle birlikte, Dikili İcra Müdürlüğünün 2007/439 sayılı dosyası kapsamında tahsil edilen 500.000,00 TL’nin tazminine hükmedilmesini talep etmişlerdir.
- Başvurucular tarafından uyuşmazlık hakkında yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesi talep edilmiş olup, tespit edilen ihlal açısından yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucuların yeniden yargılama yapılması hususundaki taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
- Başvurucular tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş olup, mevcut başvuruda Anayasa’nın 36, maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla beraber, tespit edilen ihlalle iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağıbulunmadığı anlaşıldığından, başvurucuların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 4 |
RG No:28851-RG T.: 14.12.2013
B.No:2012/1158-K.T : 21.11.2013
- Derece mahkemelerince verilen tutukluluğa itiraz ve itirazın reddine dair kararların gerekçeleri incelendiğinde, bu gerekçelerin tutukluluğun devamının hukuka uygunluğu ve tutulmanın meşruluğunu haklı gösterecek özen ve içerikte olmadığı ve aynı hususların tekrarı niteliğinde olduğu görülmektedir. Somut olaydaki tutukluluk halinin devamına ilişkin bu gerekçelerinilgili ve yeterli olduğu söylenemez.İlgili ve yeterli olmayan gerekçelere dayanılarak başvurucuların özgürlüklerinden mahrum bırakıldıkları an ile ilk derece mahkemesi kararıyla tahliye edilmelerine kadar geçen tutuklu bulundukları süre makul olarak değerlendirilemez.
- Tutukluluğa itiraz incelemesinde Cumhuriyet Savcılığından alman görüşün başvuruculara bildirilmemesi nedeniyle Anayasa’nın 19. maddesinin sekizinci fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
- Başvuruda Anayasa’nın 19. maddesinin yedinci ve sekizinci fıkralarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Başvuruculardan her biri 10.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
- Başvurucuların uğradıklarını iddia ettikleri maddi zarar ile ilgili olarak tazminat talebi ile zarar arasında illiyet bağı kurulamamıştır. Başvurucuların maddi tazminat talepleri reddedilmelidir.
- Başvurucuların özgürlük ve güvenlik haklarına yönelik müdahale nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle telafi edilemeyecek ölçüdeki manevi zararları karşılığında, somut olayın özelliklerini dikkate alarak takdiren başvurulardan Firas ASLAN’a 4.000,00 TL ve Hebat ASLAN’a 4.200,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 5 |
RG No : 28850 -RG.T. :13.12.2013
B.No: 2012/1272K.T:04.12.2013
- Başvuruda Anayasa’nın 19. maddesinin yedinci fıkrası ile 67. Maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Hakkında mahkûmiyet kararı verilmekle başvurucunun tutukluluk hali sona ermiştir.
- Başvurucunun, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya takdiren 5.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 6 |
RG No: 28842-RG T.: 05.12.2013
B.No: 2012/791-K.T : 07.11.2013
- Ancak somut olayın koşulları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, başvurucunun maddi durumunun elverişsiz olması nedeniyle lehine adli yardım kararı verildiği, ayrıca dava açıldığı sırada ıslah imkânının olmaması nedeniyle hak kaybına uğramamak amacıyla talebini yüksek tuttuğu, bilirkişi raporlarının tamamlanmasından sonra fazlaya ilişkin taleplerinden feragat etmesine rağmen bunun mahkemece kabul edilmediği ve hak kazandığı tazminatın yaklaşık 3/4’ünü vekâlet ücreti adı altında davalı idareye geri ödemek zorunda bırakıldığı ve açılan tazminat davasının bu şekilde başvurucu açısından anlamsız hale geldiği dikkate alındığında yapılan müdahalenin ölçülü olduğu söylenemez.
- Belirtilen nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
- Başvuru konusu olayda, tespit edilen ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması bakımından yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmadığından salt ihlalintespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya takdiren 8.000,00TL manevi tazminat ödenmesine, karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 7 |
RG No : 28842 -RG.T. :05.12.2013
B.No:2012/1198K.T:07.11.2013
- Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık on bir yıl sekiz aylık yargılama süresi nazara alındığında, başvurucunun yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olanmanevi zararları karşılığında başvurucuya takdiren 10.600,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 8 |
RG No: 28842-RG T.: 05.12.2013
B.No: 2013/772-K.T : 07.11.2013
- Başvurucu tarafından davanın 4857 sayılı Kanun gereği bitirilmesi gereken üç aylık süreden kararın kesinleştiği tarihe kadar geçen süre için aylık asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama sonucu maddi tazminat talep edilmişse de bu süreçte uzun süren yargılama ile başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar arasında illiyet bağı kuracak bir delil sunulmamıştır. Başvuruda Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla beraber, tespit edilen ihlalle iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
- Başvurucu açısından işe iade konulu davanın başvurucunun kişisel yararı göz önünde bulundurulduğunda, yaklaşık üç yıl beş ay süren yargılama sürecinin uzunluğu sebebiylebaşvurucuyayalnızcaihlaltespitiyle giderilemeyecek olanmanevi zararı karşılığında davanın başvurucu için taşıdığı değer de dikkate alınarak takdiren 3.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 9 |
RG No :29022-RG.T. :06.06.2014
B.No : 2013 /2056-K.T: 03.04.2014
- 1/2/2008 tarihinden itibaren tutuklu bulunan başvurucunun 7/2/2013 tarihinde yapılan duruşmada ilktutuklama müzekkeresinde zikredilen suçlardan Mahkemece tahliyesine karar verilirken, aynı iddianamede yer alan ve yargılaması yapılan kasten yaralama suçuna istinaden ayrıca tutuklanmasına karar verilmiştir. Aynı dosya kapsamında beş yıl süreyle tutuklama tedbiri düşünülmeyen bu isnatla ilgili olarak tutuklama şartlarının var olduğu bir an için kabul edilse bile, aynı dosya kapsamındaki ağır cezalık suçlar için Kanun’da öngörülen beş yıllık azami sürenin uzatılması mümkün değildir. Buna göre, 5271 sayılı Kanun’un 102. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen azami tutukluluk süresi 1/2/2013 tarihinde dolmuştur. Bu durumda başvurucunun bu tarihle, hakkında mahkumiyet hükmünün kurulduğu 24/4/2013 tarihi arasındaki tutukluluk hali kanunda aranan şekil ve şartlara uymamaktadır.
- Açıklanan nedenlerle, Anayasa’nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
- Başvuruda Anayasa’nın19. maddesinin üçüncü fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Başvurucu hakkında mahkûmiyet kararı verilmekle tutukluluk hali sona ermiştir. Bu durumda, ihlalin tespiti dışında sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gereken bir husus bulunmadığı anlaşılmaktadır.
- Başvurucu, uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesine herhangi bir belge sunmamıştır. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için, başvurucunun uğradığım iddia ettiği maddi zarar ile tazminat talebi arasında illiyet bağı kurulması gerekir. Anayasa Mahkemesine herhangi bir belge sunmayan başvurucunun maddi tazminat talebi reddedilmelidir.
- Başvurucunun özgürlük ve güvenlik hakkına yönelik müdahale nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle telafi edilemeyecek ölçüdeki manevi zararı karşılığında somut olayın özelliklerini dikkate alarak başvurucuya takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 10 |
RG No : 28842 -RG.T. :05.12.2013
B.No: 2012/1303 K.T:21.11.2013
- Başvuruda, Anayasa’nın 19. maddesinin üçüncü ve yedinci fıkralarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Anayasa Mahkemesincehükmolunanhakihlalininve sonuçlarının ortadankaldırılmasıiçinkararın bir örneğiniilgili mahkemesine gönderilmelidir.
- Başvurucu, uğradığı zararların tazmin edilmesi talebinde bulunmuştur. Başvurucu, uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesine herhangi bir belge sunmamıştır. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için, başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tazminat talebi arasında illiyet bağı kurulması gerekir. Anayasa Mahkemesine herhangi bir belge sunmayan başvurucunun maddi tazminat talebi reddedilmelidir.
- Başvurucunun özgürlük ve güvenlik hakkına yönelik müdahale nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle telafi edilemeyecek ölçüdeki manevi zararı karşılığında somut olayın özelliklerini dikkate alarak başvurucuya takdiren 19.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 11 |
RG No: 28808-RG T.: 01.11.2013
B.No: 2012/12-K.T : 17.09.2013
- Başvurucuların tarafı olduklarıuyuşmazlığailişkinyaklaşıkonaltıyıllık yargılama süresinazaraalındığında,başvurucuların yargılama faaliyetininuzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında her bir başvurucuya takdiren 5.750,00TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 12 |
RG No :28875 -RG.T. :07.01.2014
B.No: 2013/3283 – K.T:19.12.2013
- Başvurucular tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş olup, mevcut başvuruda Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla beraber, tespit edilen ihlalle iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucuların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
- Başvurucuların tarafı oldukları uyuşmazlığa ilişkin elli iki yıllık yargılama süresi nazara alındığında, başvurucuların yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevizararlarıkarşılığında ve başvurucuların yargılamayımurislerindenintikalletakipetmekteolduklarınazaraalınarak, başvuruculardan Şükrü Tuncer’e takdiren 2.250,00 TL, başvurucular Semira Babayiğit, Melahat Çelik, İzzettin Tuncer, Ziya Tuncer, Hıdır Tuncer, Abdülkadir Tuncer, Nurettin Tuncer, Remziye Tuncer’e ayrı ayrı takdiren 250,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 13 |
RG No :28924 -RG.T. :25.02.2014
B.No: 2013/533- K.T:09.01.2014
- 61. Bu belirlemeler karşısında başvurucunun icra ettiği avukatlık mesleği nedeniyle oluşan ilişkileri çerçevesinde, olumsuz sayılabilecek bir değerlendirme içeren raporun kamuya duyurulması sonucunu doğuran uygulama nedeniyle özel yaşama saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
64.Başvurucunun manevi tazminat talebine ilişkin olarak, verilen ihlal kararının adil tatmin bakımından yeterli olduğu değerlendirilmiştir. Başvurucu uğradığını ileri sürdüğü maddi zarara ilişkin bir belge sunmadığı gibi zararın sözü edilen ihlalden kaynakladığını da ortaya koymamıştır. Bu nedenle maddi tazminata ilişkintalebinreddine karar vermek gerekir.
KARAR NO : 14 |
RG No :28924-RG.T. :25.02.2014
B.No: 2013/841 – K.T:23.01.2014
- Somut olayın koşulları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, başvurucunun dava açtığı sırada ıslah imkânının olmaması nedeniyle hak kaybına uğramamak amacıyla talebini yüksek tuttuğu, hak kazandığı tazminatın çok üzerinde bir tutarı vekâlet ücreti adı altında davalı idareye geri ödemek zorunda bırakıldığı ve açılan tazminat davasının bu şekilde başvurucu açısından anlamsız hale geldiği dikkate alındığında yapılan müdahalenin ölçülü olduğu söylenemez
- Belirtilen nedenlerle, yapılan müdahale ölçüsüz olduğundan başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
129.Hak arama özgürlüğü kapsamındakimahkemeyeerişimhakkınınihlali nedeniyle, başvuruculardan ölen Şaban Koçak’ın anne babası ve kardeşleri için takdiren toplam 25,000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 15 |
RG No:28946-RG.T. :19.03.2014
B.No:2012 / 603-K.T : 20.02.2014
69.Başvuru konusu olayda tespit edilen ihlal mahkemenin duruşmayı belirlediği günden başka bir günde yapmasından kaynaklandığından ve başvurucuya bilirkişiraporlarına itiraz etme imkânı verilecek şekilde yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan, 6216 sayılı Kanun’un (1) ve (2) numaralı fıkraları gereğince ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 16 |
RG No :28982 -RG.T. : 25.04.2014
B.No : 2012 /1254 -K.T: 07.03.2014
- Başvurucu aleyhine Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan manevi tazminatdavasında, Ankara 19. AsliyeCezaMahkemesinde açılan kamudavasının sonuçlanmasının beklenmesi yargılama sürecini uzatmıştır.
- Başvurununkonusu olantazminatdavasında, yargılama sürecindeki gecikmeler ayrı ayrı değerlendirildiğinde, ilkderece Mahkemesince uzun aralıklarla duruşmalar yapıldığı Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesindeki ceza davasının sonucunun beklendiği, temyiz süreciyle beraber makul olmayan uzun bir süre olan 5 yıl 9 ay 7 günde yargılamanın tamamlandığı görülmektedir. Başvurucualeyhine açılanmanevi tazminat davasının niteliği, başvurucu açısından taşıdığı değer ve başvurucunun davadaki menfaati dikkate alındığında, bu sürenin makul olmadığı açıktır.
- Başvurucu aleyhine Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan manevi tazminat davası, makul olmayan bir süre olan 5 yıl 9 ay 7 gün devam etmiştir. Dolayısıyla başvurucunun kişisel yarangöz önünde bulundurulduğunda başvurucuya yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında takdiren 3.200,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 17 |
RG No :28982 -RG.T. : 25.04.2014
B.No : 2013 /1436 -K.T: 06.03.2014
- Başvurucu, taşınmazının daha değerli olduğunu iddia etse de, Mahkemenin ve bedeltespitiyapanbilirkişilerin objektif kriterleriesas alarak bedel tespiti yapmaları gerektiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Somut davada başvurucuya 2942 sayılı Kanun’da öngörülen bedel tespiti prensiplerine uygun olarak el atmayla elinden alınan 229,01 m~’lik taşınmaz bölümü için tazminatolaraktarımsal geliryöntemine göre hesaplanan kamulaştırma bedeli dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmiştir. Mahkeme bedel tespitini iki defa keşif yaparak, bilirkişi raporlarına müracaat ederek ve başvurucunun her aşamada itirazlarını sunmasına imkân vererek ve bu itirazları dikkate alarak sonuçlandırmıştır.
- Bu durumda başvurucuya el atılan 229,01 TL’lik taşınmaz parçasına karşılık dava tarihine göre belirlenen kamulaştırma bedeli dava tarihinden itibaren işleyen faiziyle ödenerek ulaşılmak istenen kamu yararıyla başvurucunun müdahale edilen mülkiyet hakkı arasında makul bir orantının kurulduğu, idarenin el atma işleminin ihmalden kaynaklandığı ve kanuni olmayan el atma hakkında ihlal kararı verildiği göz önünde bulundurulduğunda başvurucuyaayrıca tazminat ödenmesine gerek bulunmadığı yönünde karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 18 |
RG No :28982 -RG.T. : 25.04.2014
B.No : 2013 /4439 -K.T: 06.03.2014
- Mevcut başvuruda müdahalenin kanuniliği şartının sağlanmaması nedeniyle Anayasa’nın 17. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
- Başvurucu tarafındantazminattalebindebulunulmuş olmaklaberaber, yenidenyargılama yapmaküzeredosyanınilgiliMahkemesinegönderilmesinekarar verilmesinin başvurucunun ihlal iddiası açısından yeterli bir tazmin oluşturduğu anlaşıldığından, başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 19 |
RG No :28982 -RG.T. : 25.04.2014
B.No : 2013 /6261 -K.T: 07.03.2014
- 56. Başvurucuların tarafı oldukları uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık elli altı yıllık yargılama süresinazara alındığında, başvurucuların yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle ve başvurucuların yargılamayı murislerinden intikalle takip etmekte oldukları da nazara alınarak, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında, miras paylan doğrultusunda takdiren, başvurucular Hıdır ve Mahmut Sarıdağ’a ayrı ayrı 1000,00 TL, Fatma Sarıdağ’a 250,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 20 |
RG No :29173 -RG T. :12.11.2014
B.No : 2012 / 848-K.T:17.07.2014
- Açıklanan nedenlerle, Hrant Dink cinayetinde sorumlulukları ve ihmalleri olduğu iddia edilen Trabzon jandarma ve emniyet personeli ile İstanbul emniyet görevlileri ve mülki amirleri hakkında özellikle AİHM kararı üzerine yeniden açılan soruşturmanın bir bütün olarak etkili olmadığına ve Anayasa’nın 17. maddesinin öngördüğü Devletin pozitif yükümlülüğünün bir sonucu olan usul yükümlülüğün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
- Başvurucuların aynı iddialar kapsamında yaptıkları başvurular sonucunda AİHM’in 14/9/2010 tarihli kararı ile 105.000 Avro (§ 36); İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 27/10/2010 tarihli kararı ile de 100.000 TL tazminat ödenmesine (§ 52) karar verildiği tespit edildiğinden, bu konuda ayrıca bir tazminat ödenmesine gerek görülmemiştir.
KARAR NO : 21 |
RG No :29136-RG T. : 01.10.2014
B.No : 2014/328-K.T: 17.07.2014
- Başvuruda Anayasa’nın19. maddesinin yedinci fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Başvuru kapsamında20.000 TL manevi tazminattalebinde bulunmuştur. Kişi hürriyeti ve güvenliğine yönelik müdahale nedeniyle oluşan manevizararın varlığı ile somut olayın özellikleri dikkate alınarak başvurucuya takdiren 5.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar
KARAR NO : 22 |
verilmesi gerekir.
RG No :29130-RG T. : 25.09.2014
B.No : 2012 / 855-K.T: 26.06.2014
- Başvuru konusu olayda tespit edilen ihlal ilk derece mahkemesinin davaya iş mahkemesi sıfatıyla baktığını dava boyunca belirtmemesi ve tefhim edilen kararda da kanun yolunun ve süresinin gösterilmemesi ile Yargıtay’ca oluşan hukuki belirsizliği dikkate almaksızın başvurucunun temyiz talebinin süre yönünden reddine karar verilmesinden kaynaklandığından ve başvurucuya davasını esastan inceleyecek şekilde temyiz yolunu kullanabilmesi imkânı verilmesinde hukuki yarar bulunduğundan, 6216 sayılı Kanun’un (1) ve (2) numaralı fıkraları gereğince ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için başvurucuya temyiz başvurusu yapma imkânı verilmesi amacıyla dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 23 |
RG No :29136-RG T. : 06.09.2014
B.No : 2012 /1052-K.T: 23.07.2014
- Somut başvuru açısından, başvurucunun ıslah talebinin dikkate alınmadığı AYİM kararı sonucunda başvurucunun, tazminat alacağının belirli bir bölümünden mahrum kaldığı ve bu nedenle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Tespit edilen ihlal sonucunda başvurucunun, 41.249,00 TL tutarında maddi zarara uğradığı açık olup, maddi zararla sınırlı olan ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması bakımından yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar görülmemiştir. Bu nedenle ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için başvurucuya 41.249,00 TL maddi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 24 |
RG No :29071 -RG T. : 25.07.2014
B.No : 2013 /1280-K.T: 28.05.2014
- Başvurucuların tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık beş yıl on aylık yargılamasüresinazara alındığında,başvurucuların yargılama faaliyetininuzunluğusebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığındabaşvuruculara takdiren 4.150,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 25 |
RG No :29071 -RG T. : 25.07.2014
No: 2013 /5049-K.T: 28.05.2014
- Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin 5 yıl 8 ay 10 günlük yargılama süresi nazara alındığında, başvurucunun yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevizararları karşılığında başvurucuya takdiren 4.150,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 26 |
RG No :29064 -RG T. : 18.07.2014
No: 2012/1269-K.T: 08.05.2014
- Başvuru konusu olaydatespitedilen ihlal, adilyargılanmahakkının unsurlarından olan gerekçeli karar hakkının ihlal edilmesinden kaynaklandığından ve ihlalin yeniden yargılama yapılarak ortadan kaldırılmasında hukuki yarar bulunduğundan, 6216 sayılı Kanun’un (1) ve (2) numaralı fıkraları gereğince ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 27 |
RG No :29064 -RG T. : 18.07.2014
No: 2012/1568-K.T: 08.05.2014
- Başvuruculara dava tarihine göre belirlenen kamulaştırma bedelinin 27 ay süren dava sonunda faiz işletilmeden ödenmesi sonucu kamulaştırma bedelinde bu sürede gerçekleşen %22,52 oranındaki enflasyon nedeniyle ciddi bir değer kaybı oluştuğu, bu durumun başvurucuların üzerine idarenin ulaşmak istediği meşru kamu yararı ile haklı gösterilemeyecek şekilde orantısız ve aşırı yük binmesine neden olduğu anlaşıldığından bahsedilen maddi değer kaybını telafi edebilmek için kamulaştırma bedelinin değer kaybını giderici şekilde faiz işletilerek başvurucuya ödeme yapılması gerekmektedir. Başvurucu yasal faiz oranında 83.124,22 TL maddi tazminat talebinde bulunduğundan ve bu talebin kamulaştırma bedeline oranı kamulaştırma bedelinin uğradığı değer kaybı olan %22,52 oranından daha düşük olduğundan başvurucuya talebi doğrultusunda 83.124,22 TL maddi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Üye Burhan ÜSTÜN bu görüşe katılmamıştır
KARAR NO : 28 |
RG No :29064 -RG T. : 18.07.2014
No: 2013/2294-K.T: 08.05.2014
- 74. Başvurucunun 5233 sayılı Kanun kapsamında uğradığını ileri sürdüğü zararların tazmini amacıyla yaptığı başvurunun karara bağlanmasının toplamda 8 yıl 2 ay sürdüğüdikkate alındığında, yargılama faaliyetininuzunluğusebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında, başvurucuya takdiren 3.500,00TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 29 |
RG No :29051 -RG T. : 05.07.2014
No:2013/7800-K.T: 18.06.2014
( BALYOZ )
- Başvurucuların, “gerekçeli karar hakkının”, “silahların eşitliği” ve “çelişmeli yargılama” ilkeleri ile “savunma tanıklarının davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanması hakkının” ihlal edildiğine karar verildiğinden adil yargılanma hakkı kapsamındaki diğer şikâyetleri (§ 17) hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
- HÜKÜM
- İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapmak üzere kararın bir örneğinin ilgili Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
KARAR NO : 30 |
RG No :29051 -RG T. : 05.07.2014
B.No : 2014/256-K.T: 25.06.2014
- Mevcut başvuruda müdahalenin kanuniliği şartının sağlanmaması nedeniyle Anayasa’nın 24. maddesinin ve başörtülü bayan avukatların başörtülü olmayanlara göre dezavantajlı duruma düşürülmesi nedeniyle Anayasa’nın 10. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için dosyanın ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
- Başvurucu tarafından manevi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, kararın gereğinin yerine getirilmesi için dosyanın ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinin başvurucunun ihlal iddiası açısından yeterli bir tazmin oluşturduğu anlaşıldığından, başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 31 |
RG No :29037 -RG T. : 21.06.2014
B.No : 2013/2814-K.T: 18.06.2014
( Hanefi avcı )
- Başvuruda, Anayasa’nın19. maddesinin yedinci fıkralarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
- 89. Kararın birer örneğinin mahkemesine ve Yargıtay’a gönderilmesi gerekir.
V.HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
- Başvurucunun;
- “DereceMahkemesinceresen gerçekleştirilentutukluluk incelemeleri sonucunda verilen kararların kendisine bildirilmediğini ve dolayısıyla bu kararlara itiraz etmeimkânıbulamadığı”iddialarının “konubakımından yetkisizlik”’ nedeniyleKABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
- “Kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenleri bulunmadığı halde özgürlükten mahrumbırakıldığına”ilişkin iddiasının “açıkçadayanaktan yoksunolması” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
- “Tutukluluk süresinin makul olmadığı ve tahliye taleplerininformül gerekçelerle reddedildiği” yönündeki iddiasının KABUL KDİLHBİLİR OLDUĞUNA,
- “Tutukluluk süresinin makul olmadığı ve tahliye taleplerininformül gerekçelerlereddedildiği”yönündeki şikâyeti yönünden Anayasa’nın 19. Maddesinin yedinci fıkrasının İHLAL EDİLDİĞİNE,
- Kararın birer örneğinin mahkemesine ve Yargıtay’a gönderilmesine,
KARAR NO : 32 |
RG No :29028 -RG T. : 12.06.2014
B.No : 2013/849-K.T: 15.04.2014
- 47. Başvuru konusu olaydatespit edilen ihlal. Mahkeme kararından kaynaklanmaktadır. Yeniden yargılama yapılması halinde, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması mümkün olduğundan, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın, ilgili Mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 33 |
RG No :29028 -RG T. : 12.06.2014
B.No : 2013/4785-K.T: 15.04.2014
- Başvurucunun,sebepsizolarak vekâlettenazledilmesiüzerinevekâlet ücretinin ödenmesi amacıyla açtığı alacak davası, makul olmayan bir süre olan 8 yıl 1 ay 24 gün sonra sonuçlanmıştır. Dolayısıyla uyuşmazlığın niteliği ve başvurucunun kişisel yararı göz önünde bulundurulduğunda başvurucuya yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında takdiren 5.850,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 34 |
RG No :29022 -RG T. : 06.06.2014
B.No : 2013/711-K.T: 03.04.2014
- Başvurucular, hak ihlalinin giderilmesi için maddi ve manevi tazminat talep etmişlerdir. Başvurucuların mahkeme kararma dayalı alacaklarının ödenmemesi nedeniyle mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiği anlaşılmıştır. Başvurucuların maruz kaldıkları zarar, derece mahkemelerinin nihai kararları verdikleri tarihte almaları gereken tazminatın ödenmemesiyle ilişkilidir. Başvurucuların, Mahkeme kararlarının icrasına başladıkları 4/2/2010 tarihinden itibaren Anayasa Mahkemesince karar verildiği tarihe kadar 4 yıl 1 ay 29 gün süren icra safhasının makul olmadığı ve başvurucuların mülkiyet ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiği nazara alındığında, başvurucuların yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında her bir başvurucuya takdiren 6.650,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
- 80. Başvurucular, taşınmazın rayiç değerinin arttığını, dava tarihindeki rayiç değerin üzerinde değer kazandığını, aradaki değer farkının faizle karşılanmasının mümkün olmadığını belirterek, maddi tazminattalebinde de bulunmuşlardır. Maddi zararın karşılanması için tazminata hükmedilmesi, başvurucuların ihlal ile mali kayıp arasında illiyet bağı olduğunu kanıtlamalarına bağlıdır. Başvuruya konu kararlarda Mahkemece, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin yasal faiziyle Belediyeden tahsiline karar verilmiş, başvuruculartarafından daicratakiplerinde yasal faizletahsil talebinde bulunulmuştur. Başvurucular, dava tarihi itibarıyla taşınmazın gerçek rayicinin belirlendiğini ve o tarih itibarıyla belirlenen değerin uygun olduğunu, ancak aradan geçen süre içinde taşınmazın rayiç değerinin çok arttığını, rayiç değer farkının faizle karşılanamayacağını ileri sürmüşler, ancak başka bir sebebe dayalı olarak maddi zarar iddiasında bulunmamışlardır. Başvuru konusu olayda, Anayasa’nın 35. ve 36. maddelerinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla beraber, başvurucuların, faiz ile enflasyon oranı arasındaki farktan kaynaklanan zarar iddiasında bulunmadıkları, Mahkeme kararıyla taşınmazın değerinin tespit edildiği ve mülkiyetinin el değiştirdiği dikkate alındığında, taşınmazın rayiç değerinin artması nedeniyle talep ettikleri maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
- Başvuruya konu yargılama sonunda verilen kararların icra edilmediği ve bu hususun başvurucuların mülkiyet ve adil yargılanma haklarını ihlal ettiği gözetilerek, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, Mahkeme kararlarının mümkün olan en kısa sürede yerine getirilmesini teminen, kararın bir örneğinin ilgili Belediyeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 35 |
RG No :29022 -RG T. : 06.06.2014
B.No : 2013/2056-K.T: 03.04.2014
- Başvurucu, uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesine herhangi bir belge sunmamıştır. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için, başvurucunun uğradığım iddia ettiği maddi zarar ile tazminat talebi arasında illiyet bağı kurulması gerekir. Anayasa Mahkemesine herhangi bir belge sunmayan başvurucunun maddi tazminat talebi reddedilmelidir.
- 45. Başvurucunun özgürlük ve güvenlik hakkına yönelik müdahale nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle telafi edilemeyecek ölçüdeki manevi zararı karşılığında somutolayın özelliklerini dikkate alarak başvurucuya takdiren 000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 36 |
RG No :29022 -RG T. : 06.06.2014
B.No : 2013/5881-K.T: 03.04.2014
- 50. Başvurucu tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş olup, mevcut başvuruda Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla beraber, tespit edilen ihlalle iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
- 51. Başvurucununişkazasısonucuyaralanmasınedeniyleaçtığıtazminat davasındaki makul olmayan bir süre olan 8 yıl 9 ay 2 günlük yargılama süresi nazara alındığında, başvurucunun yargılama faaliyetininuzunluğusebebiyle, yalnızca ihlaltespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığındabaşvurucuyatakdiren 000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
- Başvuruya konu yargılamanın 8 yıl 9 ay 2 günden beri sürdüğü ve bu hususun makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği gözetilerek, anayasal bir hakkın ihlal edildiği açık olan bir yargılama dosyasında, hukuka, adalete ve mahkemeye güven ilkesinin gördüğü zararın devam etmesinin önlenmesi amacıyla, yargılamanın mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırılmasını teminen, kararın bir örneğinin ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 37 |
RG No :29013 -RG T. : 28.05.2014
B.No : 2013/500-K.T: 20.03.2014
- 66. Mevcut başvuruda mahkemeye erişim hakkına ve etkili karar hakkına müdahale edilmesi nedeniyle Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzeredosyanın ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
- Başvurucu tarafından manevi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi nedeniyle, başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 38 |
RG No :29007 -RG T. : 22.05.2014
B.No : 2013/1614-K.T: 03.04.2014
- Mevcut başvuruda Anayasa’nın 20. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
- Başvurucu tarafından manevi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinin başvurucunun ihlal iddiası açısından yeterli bir tazmin oluşturduğu anlaşıldığından, başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 39 |
RG No :29996-RG T. : 10.05.2014
B.No : 2012/1034 -K.T: 20.03.2014
- Başvuru konusu olayda tespit edilen ihlal ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararı başvurucuyatebliğ edilmeden Yargıtay’catemyiz aşamasındaonamakararı verilmesinden kaynaklandığından ve başvurucuya ilk derece mahkemesi kararının gerekçesini bilerek ve bu gerekçeye karşı iddialarını sunacak şekilde temyiz başvurusu yapma imkânı verilmesinde hukuki yarar bulunduğundan, 6216 sayılı Kanun’un (1) ve (2) numaralı fıkraları gereğince ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için başvurucuya temyiz başvurusu yapma imkânı verilmesi amacıyla dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 40 |
RG No :28711-RG T. : 18.07.2013
B.No : 2012/13 -K.T: 02.07.2013
- 68. Başvurucular tarafından taşınmazın tapu kaydı üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulduğu ve bu şekilde taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkilerinin engellendiği iddia edilmiş olmakla beraber, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde mevcut uyuşmazlıkla ilgili “taşınmazın 22461.25 m2’si orman sınırları içinde” ve “Kadastro Mahkemesi 2011/175” ifadesini içeren iki adet kaydın yer aldığı ve beyan niteliğindeki bu kayıtların başvurucuların taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkilerini kısıtlar nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Mevcut başvuruda Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla beraber, tespit edilen ihlalle iddia edilen maddi zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı anlaşıldığından, başvurucuların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
- 69. Başvurucular Güher Ergun ve Tosun Tayfun Ergun açısından yaklaşık sekiz, başvurucu Olcay Koç açısındanise yaklaşık on bir yıllık yargılama sürelerinazara alındığında,başvurucularınyargılamafaaliyetininuzunluğusebebiyle,yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında takdiren başvurucular Güher Ergun ve Tosun Tayfun Ergun’ a ayrı ayrı 5.200,00 TL, başvurucu Olcay Koç’a 8.300,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 41 |
RG No :28711-RG T. : 18.07.2013
B.No : 2012/239 -K.T: 02.07.2013
- 73. Başvuruda Anayasa’nın 19. maddesinin üçüncü ve yedinci fıkralarının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Başvurucu uzun tutukluluk nedeniyle AİHM’e başvurduğunu, tazminat talebinde bulunmadığını belirtmiştir.Hakkında mahkûmiyet kararı verilmekle başvurucunun tutukluluk hali sona ermiştir. Bu durumda, ihlalin tespiti dışında sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gereken bir husus bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR NO : 42 |
RG No :28711-RG T. : 18.07.2013
B.No : 2012/521 -K.T: 02.07.2013
- Başvuruda Anayasa’nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasının ihlal edildiği sonucunavarılmıştır. Başvurucu tazminattalebini saklı tutmuştur. Başvurucu hakkında mahkûmiyet kararı verilmekle tutukluluk hali sona ermiştir. Bu durumda,ihlalin tespitidışında sonuçlarınınortadan kaldırılması için yapılması gereken bir hususbulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR NO : 43 |
RG No :28711-RG T. : 18.07.2013
B.No : 2012/1137-K.T: 02.07.2013
- Başvurucu hâlâ tutuklu olarak yargılanmaktadır. Mahkemenin, başvurucunun tutuklu kaldığı sürenin makul olmadığı ve kanuni tutukluluk süresinin aşıldığı yönündeki tespitleri dikkate alınarak 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre gereğinin yerine getirilmesi için kararın bir örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 44 |
RG No :28806-RG T. : 30.10.2013
No: 2012/752-K.T: 17.09.2013
- Başvuru konusu olay açısından etkili ve caydırıcı bir ceza soruşturması yürütülmemesinin yaşam hakkınıihlal ettiği gözetilerek, 6216sayılı Kanun’un 50.maddesinin(1) ve(2) numaralıfıkralarıuyarınca,ihlalin vesonuçlarınınortadan kaldırılması amacıyla kararın bir örneğinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
- Anayasa’nın17. maddesi ve 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereğince, başvuruculardan Selman Kerimoğlu’nun eşi Serpil Kerimoğlu ile çocukları Sinem, Önder Can ve Yiğit Ögeday Kerimoğlu’na birlikte 20.000 TL manevi TAZMİNAT ÖDENMESİNE,
KARAR NO : 45 |
RG No :28996 -RG.T. : 10.05.2014
B.No : 2013 /3442 -K.T: 20.03.2014
- 59. Başvuruya konu iş mahkemesinde görülen sigortalı hizmetlerin tespiti davasının, başvurucunun kişisel yararı ve davanın başvurucu için taşıdığı değer de göz önünde bulundurulduğunda, yaklaşık sekiz yıl sürmesi sebebiyle başvurucuya yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında takdiren 850,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 46 |
RG No : 29232 – RG.T. : 10.01.2015
B.No : 2013 /5447 – K.T : 16.10.2014
- Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin altı yıl on bir aylık yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya takdiren net 5.000.00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 47 |
RG No : 29028 – RG.T. : 17.12.2014
B.No : 2012 /543 – K.T : 15.10.2014
- Açıklanan nedenlerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
- Başvuruda, Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Adil yargılanma hakkı kapsamındaki ihlalin giderilmesi için en uygun yolun başvurucunun yeniden yargılanması olacağı açıktır.
KARAR NO : 48 |
RG No : 29028 – RG.T. : 17.12.2014
B.No : 2012/ 731 – K.T : 15.10.2014
- Bu açıklamalara göre, başvurucunun eylemine uyan kanun hükmünde yapılan lehe değişikliğin başvurucuya uygulanması gerekirken, bu yöndeki talebinin reddedilmiş olması Anayasa’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” kenar başlıklı 38. maddesinin birinci fırkasında düzenlenen “suçta ve cezada kanunilik ilkesi” ile bağdaşmamaktadır
- Açıklanannedenlerle,başvurucuhakkında lehekanunhükmünün uygulanmamasından dolayı Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
- Başvurucu, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili Mahkemeye gönderilmesini talep etmiş olup, herhangi bir tazminat isteminde bulunmamıştır.
53.Başvuru konusu olayda tespit edilen ihlal, Mahkeme kararından kaynaklanmaktadır. Yeniden yargılama yapılması halinde, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması mümkün olduğundan, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın, ilgili Mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 49 |
RG No : 29028 – RG.T. : 17.12.2014
B.No : 2012/ 827 – K.T : 15.10.2014
- 50. Buna göre muhakeme usulü, iki dereceli yargılama sürecinde, şikayetin yapıldığı tarihten 8 yıl 3 ay 1 gün sonra yani 8/10/2012 tarihinde zamanaşımı nedeniyle son bulmuştur. Yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde (§ 45, 46, 47) mahkemelerin fiziksel bütünlüğe yönelik saldırılardan dolayı suçlanan kişilere ilişkin yargılamaları ivedilikle sonlandırması ve dolayısıyla davanın zamanaşımına uğramasını önlemesi gerekirken, somut olayda davanın zamanaşımına uğradığı görülmektedir. Böylece ilk derece Mahkemesince aleyhe maddi kanıtların oluştuğu kabul edilerek cezalandırılan sanık ile ilgili davanın sonuçta zamanaşımına uğradığı görülmüştür. Dolayısıyla, derece Mahkemesi önündeki süreçte kayda değer bir gecikmenin olduğu, bu gecikmenin makul bir nedene dayanmadığı, sanığın cezasız kalmasına engel olacak ivedilikte hareket edilmediği ve cezai başvurunun etkisiz olmasına sebebiyet verildiği belirlenmiştir.
- Açıklanan nedenlerle, Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının öngördüğü Devletin etkili soruşturma yapma usul yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
- Başvuruda, Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının usul boyutuyla ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Başvurucu, uğradığı manevi zararının karşılanmasını talep etmiştir.
55.Başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması hakkına yönelik olay hakkında etkili ve caydırıcı bir ceza soruşturması ve kovuşturması yürütülmemesi nedeniyle, yalnızca ihlal tespitiyle telafi edilemeyecek ölçüdeki manevi zararı karşılığında, somut olayın özellikleri de dikkate alınarak, başvurucuya takdiren net 21.000 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
KARAR NO : 50 |
RG No : 29028 – RG.T. : 17.12.2014
B.No : 2012/ 1036 – K.T : 15.10.2014
- 49. Başvuruya konu davada yer alan sanık ve mağdur sayısı, suçlamaların niteliği ile yargılama kapsamında icrası gereken usul işlemleri dikkate alındığında yargılamanın karmaşık olduğunun kabul edilemeyeceği, yargılama sürecinde başvurucunun tutuklu olduğu, davaya bir bütün olarak bakıldığında, somut başvuru açısından farklı bir karar verilmesini gerektirecek bir yön bulunmadığı ve temyiz incelemelerinde yaklaşık 4 yılın geçtiği toplam 7 yılı aşan yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
- Başvuruda, Anayasa’nın 19. ve 36. maddelerinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Hakkında mahkûmiyet kararı verilmekle başvurucunun tutukluluk hali sona ermiş ve mahkûmiyet kararlarından bir kısmı kesinleşmiştir. Başvurucunun tazminat talebi bulunmamaktadır.
KARAR NO : 51 |
- 53. Başvurucu tarafından yapılan ve dosyadaki belgeler uyarınca tespit edilen 172,50 başvuru harcı ve 1.500,00 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 1.672,50 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
RG No : 29028 – RG.T. : 17.12.2014
B.No : 2013/ 5996 – K.T : 15.10.2014
- Başvurucu, uğradığını ileri sürdüğü ihlaller nedeniyle uğradığı zararların tazminine hükmedilmesini talep etmiş, miktara ilişkin bir açıklamada ise bulunmamıştır.
- Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yedi yıla yakın yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında başvurucuya net 5.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
- 64. Başvurucu tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş olmakla beraber, tespitedilenihlal ileiddia edilenmaddizarararasında illiyet bağıbulunmadığıanlaşıldığından, başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 52 |
RG No :29195-RG.T. :04.12.2014
B.No : 2013 /7087-K.T:18.09.2014
- Yukarıda yer verilen tespitler neticesinde, başvurucunun tarafı olduğu hukuki uyuşmazlığa ilişkin yargılama süresinin makul olmadığı hususundaki ihlal iddiası açısından mağdur statüsü bulunmakla beraber, başvurucunun söz konusu yargılama sürecine ilişkin olarak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği tespitiyle birlikte lehine 10.000,00 TL tazminat ödenmesine hükmedildiği anlaşılan Komisyon kararı nazara alındığında, söz konusu ihlal iddiası açısından ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalkmış olduğu anlaşıldığından, başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşullan yönünden incelenmeksizin ”düşmesine” karar verilmesi gerekir.
- 30. Somut başvuru açısından, başvurucunun 17/7/2013 tarihinde 6384 sayılı Kanun uyarınca tazminat talebinde bulunduğu, 13/9/2013 tarihinde ise aynı maddi vakıalar ve ihlal iddiasına dayalı olarak bireysel başvuruda bulunduğu ve başvuru formu ve eklerinde AİHM nezdinde yaptığı başvuru ile belirtilen başvuru kapsamında Komisyona yaptığı müracaata dair bir bilgi ve belge de sunmadığı gibi, talebinin Komisyonca kabul edilerek tazminat ödenmesine hükmedilen 10/4/2014 tarihinden sonra da İçtüzüğün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüğüne açıkça aykırı olarak mevcut duruma ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmadığı anlaşılmakla, 6216 sayılı Kanun’un 51. maddesi uyarınca, başvurucu aleyhine takdiren 500,00 TL disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekir.
KARAR NO : 53 |
RG No :29235 -RG.T. :13.01.2015
B.No : 2013 /69 -K.T:04.11.2014
- Somut olayda, İlk Derece Mahkemelerince verilen tutukluluğun devamına ve itirazın reddine dair kararların gerekçeleri incelendiğinde, bu gerekçelerin tutukluluğun devamının hukuka uygunluğu ve tutulmanın meşruluğunu haklı gösterecek özen ve içerikte olmadığı ve aynı hususların tekrarı niteliğinde olduğu görülmektedir. Somut olaydaki tutukluluk halinin devamına ilişkin bu gerekçelerin ilgili ve yeterli olduğu söylenemez. İlgili veyeterli olmayangerekçeleredayanılarakbaşvurucuların özgürlüğündenmahrum bırakıldığı dikkate alındığında söz konusu tutukluluk süresi makul olarak değerlendirilemez.
- 40. Açıklanan nedenlerle, başvurucuların “tutukluluğun makul süreyi aştığı” yönündeki iddialarına ilişkin olarak Anayasa’nın 19. maddesinin yedinci fıkrasının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
- Başvurucular, uğradığı zarar karşılığında maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Başvurucular iddia ettikleri maddi zarar ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesine herhangi bir belge sunmamıştır. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için, başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tazminat talebi arasında illiyet bağı kurulması gerekir. Bu nedenle başvurucuların maddi tazminat talebi reddedilmelidir.
- Başvuruculara kişi hürriyeti ve güvenliğine yönelik müdahale nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle telafi edilemeyecek ölçüdeki manevi zararının varlığı ve somut olayın özellikleri dikkate alınarak takdiren net 3.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 54 |
RG No :29235 -RG.T. :13.01.2015
B.No : 2014/2388-K.T:04.11.2014
- Başvurunun değerlendirilmesi neticesinde, gerekçeli karar hakkı yönünden Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla, 6216 sayılı Kanun’un (1) ve (2) numaralı fıkraları gereğince ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyanın ilgili Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
- Başvurucu, adil yargılanma hakkının ihlali nedeniyle tazminat talebinde bulunmuş olup, mevcut başvuruda Anayasa’nın 36, maddesinin ihlal edildiği tespit edilmiş olmakla, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak amacıyla yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın ilgili Danıştay Altıncı Dairesine gönderilmesine karar verildiği için başvurucunun tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 55 |
RG No :29235 -RG.T. :13.01.2015
B.No : 2014 /7226 -K.T:04.11.2014
- 52. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin yaklaşık 7 yıl 10 ayı aşkın yargılama süresi nazara alındığında, yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızcaihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararı karşılığında başvurucuya takdiren net 5.850,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 56 |
RG No :29249-RG.T.:27.01.2015
B.No : 2013 /8517 -K.T:06.01.2015
- 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, esas inceleme sonunda ihlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedileceği belirtilmiş, ancak yerindelik denetimi yapılamayacağı, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
- 67. Başvurucu hakkında verilen uyarma cezasının sendika hakkını ihlal ettiği gözetilerek başvurucu hakkında tesis edilen disiplin cezası işleminin iptaline ilişkin davada yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar görülmüştür. Sendika hakkına ilişkin ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosyanın ilgili Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
- 70. Başvurucu hakkında tesis edilen disiplin cezası işleminin iptaline ilişkin davada yenidenyargılama yapılmasınakararverildiğindenvebaşvurucunun derece mahkemelerinde yaptığı muhakeme giderleri ile avukatlık ücretinden ibaret maddi zararını yeniden yargılama sırasında isteyebileceğinden maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
- Başvurucunun sendika hakkına yönelik başvuru açısından ihlal tespitinin yeterli tatmin sağladığı değerlendirildiğinden sendika hakkına yapılan müdahale nedeniyle tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
KARAR NO : 57 |
RG No :29252 -RG.T.:30.01.2015
B.No : 2013 /1422 -K.T:05.11.2014
- 6100 sayılıKanun’un öngördüğü yargılama usullerine tabi mahkemeler nezdindeki yargılamaların makul sürede tamamlanmadığı yönündeki iddialar daha önce bireysel başvuru konusu yapılmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından, özellikle yargılamada sürati temin etmeye hizmet eden özel usul hükümlerinin nazara alınmadığı göz önünde bulundurularak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilmiş olup (B. No: 2012/13, 2/7/2013, §§ 54-64), başvuruya konu alacak davası, hukuki meselenin çözümündeki güçlük, maddi olayların karmaşıklığı, delillerin toplanmasında karşılaşılan engeller,taraf sayısı gibi kriterlerdikkatealındığında karmaşıkolmaktanuzaktır. Başvurucuların tutum ve davranışlarıyla ve usulî haklarını kullanırken özensiz davranmalarıyla yargılamanın uzamasına önemli ölçüde sebep olduğu da söylenemez. Söz konusu davanın niteliği, başvurucular açısından taşıdığı değer ve başvurucuların davadaki menfaati dikkate alındığında, 11 yıl 8 aylık yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu sonucuna varılmıştır.
- Başvurucuların tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin 11 yıl 8 aylık yargılama süresinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğine karar verilmiştir. Başvurucular tarafından maddi tazminat talebinde bulunulmuş ise de yargılamanın uzun sürmesi ile sözü edilen zarar arasında illiyet bağı bulunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
45.Başvurucuların manevi tazminat talebi bulunmadığından uzun yargılama nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlalinin tespiti sonucunda tazminata hükmedilmesi mümkün değildir.
KARAR NO : 58 |
RG No :29252 -RG.T.:30.01.2015
B.No : 2013 /6986 -K.T:05.11.2014
- 118. Başvurucunun tarafı olduğu uyuşmazlığa ilişkin 5 yıl 4 ay 7 günlük yargılamasüresi nazaraalındığında, başvurucunun yargılama faaliyetinin uzunluğu sebebiyle, yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya takdiren net 3.350,00 TL manevi tazminat ödenmesine, mülkiyet hakkının ihlaline yönelik şikâyetin ise kabul edilemez bulunması nedeniyle başvurucunun maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
Son Yorumlar