Aleniyet İlkesi

KARAR NO : 1

RG No :28996 -RG.T. : 10.05.2014

B.No : 2013 /1780 -K.T: 20.03.2014

28.Başvurucu, kısa kararda, davacının davasının kısmen kabulü ile denet­çinindışarıdan seçilmesine ilişkin toplantıda alınan kararın iptali İle, diğer hu­suslarda açılandavanın reddine dair hüküm kurulup, yargılama masrafları ve ve­kalet ücreti konusunda kararverilmemiş olmasına rağmen, gerekçeli kararda yar­gılama masrafları ve vekalet ücretiyönünden dehükümkurulmuşolmasınınçelişki yarattığını iddiaetmişolmakla,başvurucunun belirtilen iddiasının adil yargılanma hakkı kapsamında, aleni yargılanmahakkı açısından değerlendiril­mesi gerektiği anlaşılmaktadır.

29.Adalet Bakanlığı görüşünde, Sözleşme’nin 6. maddesinin aleni yargı­lanmahakkını da içerdiği ve bu hakkın genellikle “adillik başlığı üzerinden tar­tışıldığı, mahkemekararının yayınlanması hakkının da aleni yargılanma hakkı­nın içeriğine dâhil olduğu, bukapsamda kararın okunması yükümlülüğü söz ko­nusu olmayıp, kararın tamamının yazılıolarak yayınlanmasının yeterli olduğu,bunun yanı sıra kararın incelenmesi amacıylamahkeme kaleminde bulundurul­ması zorunluluğunun bulunduğu, başvuru konusu yargılamaaçısından da; mah­kemenin yargılamanın sonucu ile ilgili konuları duruşmada hazır olanlarınyü­züne karşı okuduğu, maddi vakıalarla ilgili olmayan yargılama giderlerine ilişkinhususları ise gerekçeli kararla birlikte hüküm fıkrasında değerlendirdiği belirtil­miştir.

31.Sözleşme’nin 6. maddesinde belirtilen aleni yargılanma hakkı, da­vanın aleni(açık) duruşma ile görülmesinin yanı sıra mahkeme kararının da aleni olarak açıklanmasıgereğine işaret etmektedir. Anayasa’nın 36. madde­sinde açıkça aleni yargılanma hakkındansöz edilmemekle birlikte, adil yargı­lanma hakkının somut görünümlerinden biri olan bu hakesasen Anayasa’nın 36. maddesinde yer verilen adil yargılanma hakkının da zımni bir unsuruolup, ayrıca duruşmaların herkese açık olduğunu belirten ve aleniyetin hem kişinin adilyar­gılanma hakkından yararlanmasına hemde toplumunadaletegüveninisağlamakbakımından kamu yararına hizmet ettiğine işaret eden madde gerekçesi denazaraalındığında, yargılamanın aleniyetinin yanı sıra hükmün aleniyetine de işaret et­tiği anlaşılanAnayasa’nın 141. maddesinin de, Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereği, aleni yargılanmahakkının değerlendirilmesinde göz önünde bulundurul­ması gerektiği açıktır.

32.Hükmün aleni olması mahkeme kararlarının mutlaka açık duruş­mada tefhimianlamına gelmeyip, ilgililerin bilgi edinmesi amacıyla kararın yayınlanması veya mahkemekalemine bırakılması da, yargılamanın bütünü dikkate alınarak aleni hüküm elde edilmesiaçısından yeterli görülebilir (Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. Pretto veDiğerleri/İtalya, B. No. 7984/77, 8/12/1983, §§ 20-28).

33.Başvuruya konu yargılamada ilk derece mahkemesi tarafından, gerek­çesidaha sonra açıklanmak üzere “başvurucunun davasının kısmen kabulü ile denetçinindışarıdan seçilmesine ilişkin toplantıda alınan kararın iptali ile, diğer hususlarda açılandavanın reddine” şeklinde hüküm kurulup, hükmün esasına bağlı olan yargılama masraflarıile vekalet ücreti konusunun ise gerekçeli ka­rar evrakında değerlendirildiği, kararın ilgiliusul hükümleri uyarınca yargı­lamanın taraflarına tebliğinin de sağlanmış olduğu görülmekle, başvurucu­nun aleni yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiasının, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

KARAR NO : 2

RG No :29009 -RG.T. : 24.05.2014

B.No : 2013 /2228 -K.T: 15.04.2014

46.Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkınıntemel unsurlarından birisi de Anayasa’nın 141. maddesinde düzenlenen yargılamanın açık veduruşmalı yapılması ilkesidir. Yargılamanın açıklığı ilke­sinin amacı adli mekanizmanınişleyişini kamu denetimine açarak yargılama faaliyetinin saydamlığını güvence altına almak ve yargılamada keyfiliği önle­mektir. Bu yönüyle hukuk devletinin en önemli gerçekleştirme araçlarından birisini oluşturur (B. No: 2013/664,17/9/2013, § 32).

KARAR NO : 3

RG No :28982 -RG.T. : 25.04.2014

B.No : 2013 /19 -K.T: 07.03.2014

59.Başvurucuların duruşma yapılmaması nedeniyle adil yargılanma hak­kının ihlaledildiği iddiası benzernitelikteki başvurulardaAnayasaMahkeme­sincedahaönceincelenmiş olup Anayasa’nın 141. maddesinde düzenlenen yargılamanın açık ve duruşmalıyapılması ilkesi ile birlikte değerlendirilmiştir. Yargılamanın açıklığı ilkesinin amacı adlimekanizmanın işleyişini kamu deneti­mine açarak yargılama faaliyetinin saydamlığınıgüvence altına almak ve yargılamada keyfiliği önlemektir. Ancak bu her türlü yargılamanınmutlaka duruşmalı yapılması zorunluluğu anlamına gelmez. Adil yargılama ilkelerineuyulmak şartıylausul ekonomisi ve iş yükünün azaltılması gibi amaçlarlabazıyargılamaların duruşmadan istisna tutulması ve duruşma yapılmaksızın karara bağlanmasıanayasal hakların ihlalini oluşturmaz (B. No: 2013/664,17/9/2013).

60.1602 sayılı Kanun’un “Duruşma” başlıklı 48. maddesinde, Daireler ve Daireler Kurulunda incelemenin, evrak üzerinde yapılacağı, iptal da­valarında ve miktarı ikiyüzbin lirayı aşan tam yargı davalarında taraflardan birinin isteği üzerine duruşmayapılacağı, duruşma talebinin dava dilekçesinde ve cevap layihalarında yapılabileceği,Daireler ve Daireler Kurulunun yukarıdaki kayıtlara bağlı olmaksızın duruşma yapılmasınakendiliğinden de karar verebil­eceği kurala bağlanmıştır.

61.Somut olayda başvurucular vekili tarafından, 26/10/2011 tarihli di­lekçe ile AYİM’de idare aleyhine tazminat davası açıldığı ancak söz konusu di­lekçede duruşmayapılması talebinin bulunmadığı görülmektedir. Anayasa Mah­kemesine sunulan bireyselbaşvuru dilekçesinde de 1602 sayılı Kanun’un 48. maddesi gereğince duruşma talepedildiğine dair bir bilgi ya da duruşma talep edilmesine rağmen AYİM 2. Dairesinin butalebi karşılamadığına ilişkin bir id­dia yer almamaktadır.

62.Başvurucuların AYİM’de gerçekleşen yargılama sürecinde, iddialarını ileri sürebildiği, AYİM’in, başvurucuların davası hakkında verdiği kararında As­keri Savcılıktarafından yürütülen soruşturma kapsamında başvurucuların müşteki sıfatıyla verdikleriifadeler de dâhil olmak üzere elde edilen delillere istinaden, başvurucuların iddialarını niçindikkate almadığını da açıklayarak da­vanın reddine hükmettiği görülmektedir. Bu bilgilerışığında, yargılamanın evrak üzerinden yapılacağı kurala bağlanan ve duruşma yapılmasıtalebe veya mahkemenin takdirine bağlı kılınan idari yargılama sürecinde, tarafların id­diaveya savunmaları yazılı olarak alındıktan ve önceki ceza soruşturması sürecinde elde edilendeliller dikkate alındıktan sonra bir karara bağlanan yargılamanın salt dosya üzerindenyapılması nedeniyle adil yargılanma hak­kının ihlaline yol açtığı söylenemez.

KARAR NO : 4

RG No :28924 -RG.T. :25.02.2014

B.No : 2013/841 -K.T : 23.01.2014

107.Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alman adil yargılanma hakkınıntemel unsurlarından birisi de Anayasa’nın 141. maddesinde düzenlenen yargılamanın açık veduruşmalı yapılması ilkesidir. Yargılamanın açıklığı il­kesinin amacı adli mekanizmanınişleyişini kamu denetimine açarak yargılama faaliyetinin saydamlığını güvence altına almakve yargılamada keyfiliği önle­mektir. Bu yönüyle hukuk devletinin en önemli gerçekleştirmearaçlarından biri­sinioluşturur.Ancakbuher türlüyargılamanınmutlaka duruşmalıyapılması zorunluluğu anlamına gelmez. Adil yargılama ilkelerine uyulmak şartıyla usulekonomisi ve iş yükünün azaltılması gibi amaçlarla bazı yargılamaların duruşmadan istisnatutulması ve duruşma yapılmaksızın karara bağlanması anayasal hakların ihlalini oluşturmaz(B. No: 2013/664,17/9/2013).

109.Somut olayda başvurucular vekili tarafından, 30/6/2011 tarihli di­lekçe ile AYİM’de idare aleyhine tazminat davası açıldığı, davalı idare tarafından cevap dilekçesisunulduğu,davacı başvurucular vekilitarafından31/10/2011 ta­rihinde cevaba cevapdilekçesi sunulduğu görülmektedir. Bireysel başvuru di­lekçesinde 1602 sayılı Kanun’un 48. maddesi gereğince duruşma talep edildiğine dair bir bilgi yer almamaktadır. Başvuru dilekçesinde yer alan AYİM’ye sunulan karar düzeltme dilekçesinde de duruşma talep edilmesine rağmen AYİM 2. Dairesinin bu talebi karşılamadığına ilişkin bir iddia da ileri sürülmediği görülmektedir.

110.Başvurucuların AYİM’de gerçekleşen yargılama sürecinde, dava di­lekçesi, cevaba cevap dilekçesinde iddialarını ileri sürebildiği, müteveffanın çalışma koşullan vealdığı ücrete ilişkin mahkemenin istediği bilgi ve belgeleri sunabildiği, bilirkişi raporunaitiraz edebildiği anlaşılmaktadır. AYİM, Askeri Savcılık tarafından yürütülen soruşturmakapsamında elde edilen diğer delillerin yanı sıra aralarında başvuruculardan müteveffanınanne ve babasının da bulunduğu tanık beyanlarına istinaden intiharı salt şahsi sebeplerebağlamanın ve askerlik hizmetinden soyutlamanın mümkün olmadığını ifade ederek idareninsorumluluğuna hükmetmiştir. Bu bilgiler ışığında, yargılamanın evrak üzerinden yapılacağıkurala bağlanan ve duruşma yapılması talebe veya Mahkemenin tak­dirine bağlı kılınan idariyargılama sürecinde, tarafların iddia veya savunmaları yazılı olarak alındıktan ve öncekiceza soruşturması sürecinde elde edilen deliller dikkate alındıktan sonra bir karara bağlananyargılamanın salt dosya üzerinden yapılması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlaline yolaçtığı söylenemez.

KARAR NO : 5

RG No :28822RG.T. :15.11.2013

B.No:2013/664 K.T:17.09.2013

33.Somut olayda başvurucunun, yazılı olarak mahkemeye sunduğu yargılamanınyenilenmesi talebini değerlendiren ve mahkemesince “esassız olması” gerekçesiylereddedilen karar aleyhine yaptığı itirazı inceleyen İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin deduruşma yapmaksızındosya üzerindenincelemeyaparak karar vermişolmasınınadilyargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Yargılamanın yenilenmesiolağanüstü bir kanun yolu olup bu yolun hangi hallerde açılacağı 5271 sayılı Kanun’un 311. mad­desinde açıkça düzenlenmiş ve aynı Kanun’un 321. maddesinde yeniden yargılanma talebinin esassız olması halinde talebin duruşmasız olarak redde­dileceği hükme bağlanmıştır. Bireyin suç işleyip işlemediğiyle ilişkili olama­yan böyle bir incelemenin duruşma açılmadan yapılmış olması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edilmediği sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR NO : 6

RG No :29028-RG.T. : 17.12.2014

B.No: 2013/4186-K.T: 15.10.2014

23.Sözleşme’nin 6. maddesinde adil yargılanma hakkının kapsamı medeni haklara ilişkin bir uyuşmazlığın karara bağlanması ile ceza alanındaki bir suç isnadı konularıyla sınırlandırılmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi, dosya kapsamında yer alan olay ve olgular ışığında başvuru konusu şikayetin hukuki nitelemesini ve Anayasa’nın 36, maddesi uyarınca adil yargılanma hakkının kapsamını belirleme yetkisine sahip olup, yargılamanın yenilenmesini de bu kapsamda değerlendirmiştir (B. No: 2013/664,17/9/2013, § 25)..

31.Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının temel unsurlarından birisi de Anayasa’nın 141. maddesinde düzenlenen yargılamanın açık veduruşmalı yapılması ilkesidir (B. No: 2013/664, 17/9/2013, § 32). Buna göre, duruşmalarınkamuya açık olarak yürütülmesine ilişkin ge­reklilik, adil yargılanma hakkının en önemligüvencelerinden biri olup; temel gayesi, kişileri, kamu denetiminden uzak, kapalı kapılarardında yürütülmekte olan gizli bir yargılama ve bunun doğuracağı endişelerden korumaktır. Dolayısıyla yargılamanın şeffaflığı, mahkemeye duyulması gereken güvenin pekişmesini sağlamak ve davaların adil bir şekilde görülmesini temin etmek bakımından önemlidir.

KARAR NO : 7

RG No :29208-RG.T.:17.12.2014

B.No: 2013 /4186 -K.T :15.10.2014

31.Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının temel unsurlarından birisi de Anayasa’nın 141. maddesinde düzenlenen yargılamanın açık veduruşmalı yapılması ilkesidir (B. No: 2013/664, 17/9/2013, § 32). Buna göre, duruşmalarınkamuya açık olarak yürütülmesine ilişkin gere­klilik, adil yargılanma hakkının en önemli güvencelerinden biri olup; temel gayesi, kişileri, kamu denetiminden uzak, kapalı kapılarardında yürütülmekte olan gizli bir yargılama ve bunun doğuracağı endişelerden korumaktır. Dolayısıyla yargılamanın şeffaflığı, mahkemeye duyulması gereken güve­nin pekişmesini sağlamak ve davaların adil bir şekilde görülmesini temin etmek bakımından önemlidir.

32.Yargılamanın açıklığı ilkesinin amacı, adli mekanizmanın işleyişini kamu denetimine açarak yargılama faaliyetinin saydamlığını güvence altına almak ve yargılamadakeyfîliği önlemektir. Bu yönüyle hukuk devletinin en ö­nemli gerçekleştirme araçlarındanbirisini oluşturur. Özellikle ceza davalarında yargılamanın duruşmalı ve aleni yapılmasısilahların eşitliği ilkesinin ve sa­vunma haklarının güvencesini oluşturur (B. No: 2013/664,17/9/2013, §32).

33.Diğer taraftan, duruşmaların teorik olarak kamuya açık olmasıyeterli olmayıp, bununuygulamaya yansıtılmasıda, bu güvencenin sağlan­ması bakımındangereklidir. Bu bakımdan, davanın tarafları dışında, başta basın olmak üzere, duruşmayıizlemek isteyen kişilerin duruşmaya katılım­larının kolaylaştırılmasına yönelik bir takımtedbirler alınması devletin göre­vidir. Bu kapsamda, kamunun duruşmanın yeri ve tarihi ileilgili olarak bilgi sahibi olabilmesi, bu bilgilerin gizli tutulmaması ve duruşmanın icraedileceği yerin fiilen erişime açık olması gereklidir. (Benzer yöndeki AİHJV1 kararı için bkz.Riepan/Avusturya, B. No. 35115/97,14/11/2000, § 29).

34.AİHM’ye göre, duruşma yapmamayı haklı gösteren istisnai durum­lar olmadığı sürece, ilk ve tek derece mahkemesinin huzurundaki yargıla­malarda, AIHS’nin 6/1. Maddesi uyarınca “açık duruşma hakkı” beraberinde “duruşma isteme hakkı”nı da getirir (bkz. Hakamson ve Sturesson/İsveç, B. No: 11855/85, 21/2/1990, § 64; Fredin/İsveç (no:2), B,No: 18928/91, 23/2/1994, § 21; Allan Jacobss on/İsveç (no:2), B. No: 16970/90, 19/2/1998, §46; Kılıç ve Korkut/Türkiye, B. No: 25949/03 ve 25976/03, 12/2/2008, § 21).

35.Ancak “duruşmalı yargılamahakkı”, her türlüyargılamanınmutlaka duruşmalı yapılması zorunluluğu anlamına gelmez. Adil yargılama ilkelerine uyulmakşartıyla usul ekonomisi ve iş yükünün azaltılması gibi amaçlarla bazı yargılamalarınduruşmadan istisna tutulması ve duruşma yapılmaksızın karara bağlanması anayasal haklarınihlalini oluşturmaz. Özellikle ilk derece mahkeme­leri önünde duruşmalı yargılama yapılıpkarar verildikten sonra, kanun yolu incelemesinin, tarafların iddia veya savunmaları yazılıolarak alındıktan sonra, dosya üzerinden yapılması halinde adil yargılanma hakkınınihlalinden söz edi­lemez (B. No: 2013/664,17/9/2013, § 32).

37.Anılan bu maddelerden de görüleceği gibi “yargılamanın yenilenmesi” yoluher ne kadar bir olağanüstü kanun yolu olarak düzenlenmiş ise de, Mah­kemece bu talebinduruşma açılmadan inceleneceği, ancak talebin kabul edilmesi halinde duruşmanın açılarak,yargılama sonucunda yeni bir hükmün verilmesi ve bu hükme karşı kanun yollarınabaşvurulması imkânınınbulunduğuanlaşılmak­tadır.Dolayısıyla,bireyinsuçişleyipişlemediğiyle ilişkili olmayan, sadece yeni­den yargılama şartlarının bulunup bulunmadığınadair gerçekleşen böyle bir incelemenin duruşma açılmadan yapılmış olması nedeniyle adilyargılanma hak­kının ihlal edildiği söylenemez.

Leave a Reply

Your email address will not be published.